jet bir iki üç
Aç karnına pipo içtim. iş olsun diye tıraş oldum. Öğleyin baba Seit geldi, gitti helva ekmekle bir paket sigara getirdi. Yemekten sonra üst üste iki sigara içtim. Çok zevkli oldu. Sonra Adilin mektubunu bir daha okudum. Bir cevap yazdım ama deftere. Buluşunca -kimbilir belki hiç buluşmayacağız- beraber okuruz diye. Döşemeye sırt üstü yatınca kolumu başımın altına koydum. Üçüncü sigarayı o zaman yaktım.
"İstanbul mu"diyor Adil. "İstanbul senin havana bağlı, bir okka muşmula. göz açıp kapayıncaya kadar. Akşam Emirgandaydık. Denize karşı saz çalıp oyanadık. Hayrı oynamadı. Hiç görmüş-müy-müşük onun oynadığını. Hergele Mebusluğa adaylığını koyacak herhalde. Ben halay çektim. İyi halay çektim. Sonrada binmetre aşağımda deniz, önüm uçurum, yeşil uçurum. Kayaların başlarinda çamlar. Ta derinden denizin hışırtısı. Martılar ayaklarımın altında kaynaşan beyaz leke. Aşağıda ses oyuncakları yankılar, arkam orman -Bu Sait Faik'in adası. Bir gittim, bir daha gittim, yine gideceğim, sen gelirsen beraber de gideriz. Ulan A. Cahit, şu şeyi bana dört başı mamur anlatsana aslanım. Ulan Cahit be, tuh be, yeni aşkından alenen bahsetmen için teklif mi bekliyorsun. Prensip meselesi mi. Keşke burada olsaydın."
Attım Adilin mektubunu kapıdan yana. Kendi kendime Mut'u düşündüm. eşekti canım bizim sevdiğimiz Adille dedim. Duvara karşı. Haza eşekti. İnsan karnı doyunca böyle oluyor zahir. Mut değersizdi ama iyiydi. Dünya iyi be. Her ne kadar gökyüzünde işliyen uçaklar iptida ise de Dünya iyi..
(.....)
finiş yada BEN BUYUM
Yorgundum, öyleki batıparka doğru yürümeye başladım. Gece alabildiğine, uykuyu bir asır geciktirecek kadar güzeldi. Maraş karanlık kentinin tek kayda değer tarafı. Ama, ya öbür gecelerin, Luna Parkların demir kütlelerin olduğu, Eyfelin olduğu kent, başkent. "gelme bir daha bu kente" of kıyma bana. Kolay mı ataman. Dostum bak benim göz bebeklerimin rengine, kolay mı. Ben eski A. Cahit, o renkli, koyu A. Cahit z'yim hep. ama hep.
Sen ben, Eyfel - tuhbe ismini bile ağzıma almıyacaktım - hep aynıyız. Kişioğlundan, bütün hata ve sevaplarına rağmen rahatsız olmamak, ona aldırmamak, bütün insan kardeşliğimize. İnsanlığın bilinmeyen bir metresten piçi olmak kişi olmak, bütün kuralların saçma sınırlarına girip kişi olmak. Bu benim ahlâkıma, havailiğime, derbederliğime exsistansialistiğime -bazıları böyle der de- aykırı. Ben tam Batıparkta, Mut'un geriye kalmış taş yapısı saltanatının önünde, bin kere daha üst üste anlıyorum: Ben ufak heyecanlarını yada kuruntularını devlet yapıp onun sömürgesi olan, kızan, -bağıran, kızınca kutsal kuralları, kutsal varlıkları, herşeyi depip dilediğini yapan öfkeli bir adamım. Of iyi oldu bunu söyledim. Galiba iyi oldum. - Batıparktan içeri girdim.
eyfel - senfoni 2 -
Batıparkta oturdum. Baba Said olsa simid alır yerdim. Üstüne sigara içerdim, zevkli olurdu. Sırtüstü çimenlere yattım. Adil olsa aynı şeyi yapardı. Rasim, Ali, Alaeddin, İhsan, Şeref olsa edebiyattan, aşktan konuşurduk. Memet olsa yıldızları görünce astronomiden söz açardı. Sümer, Ahmet Yaşar, krallığı tutar, kalk gidelim uykum geldi derdi. Halbuki gece, gökyüzü, insanın uykusunu bir asır geciktirecek kırattaydı. - Sigara paketini çıkardım. (ORKİDE'm, Martıcıklar aşkına bana gel, aşkı günahlıyalım)
2-3 yavru gelse bir yavru daha gelecek. Karanlıkta gözlerinin içine bakacağım yada bakıyorum. Bir masaya dut ağacının, yıldızların altına oturuyor. Güzel yavru iyi yavru. Gülüşünü, yürümesini, bakışını seviyorum. Ağzının iki ucunda, gülüverecekmiş gibi iki pembe çizgi çok hoşuma gidiyor. Ah ben bunu birine daha anlattım. Hem iyi anlattım. Söyle Orhan abi. ya sen Ataman, söyleseniz ya. Ama siz uzağımda karanlıkta durur, bana çıplak gözlerinizi çevirirsiniz. Ben akılcı enayi krallar için önemli birkişi olmaya devam edeceğim, halbuki masada kırmızı ceketli yavruyla, bu kötü, bu karanlık kentte bakma oyuncaklar ile oyalanmak... normal kişi olmaktan çıkmak, hep bu aklımda. Kişi olmaktan çıkmak, çıkmak, çıkmak. Kafam atıyor. Uzak olmak, bakmalarda kalmak, erişememek, yavruya, kitaba, dudağa, kalbe, müziğe, resime, güzele, sanata, dünyaya, kainata. Tek kelimeyle mi. Eyfele Eyfele. Her gece Eyfel üzerime geliyor. üzerime bin mil hızla Eyfel, Of Eyfel eyfel güzel kız. - Batıparktan kaçtım.
CAHİT ZARİFOĞLU
İnkılâp Gazetesi Fikir-Sanat eki, 12-06-1961

ŞİİRLERİ