::::: ÇOCUK ŞİİRLERİ :::::


BERTOLT BRECHT
(1898 - 1956, Almanya)


YARININ BÜYÜKLERİNE ŞİİRLER



ASILSIZ İNANÇLAR Dört yapraklı yoncayı Bir yamaçta buldu Lisacık. Uçtu sevincinden. Sıçradı bir çukurun üzerinden Kırdı güzelim bacağını. Sabahleyin, bir örümcek gördü Lisacık, ürktü. Gün gelip geçti kazasız belasız Ve akşam uyumadan Lisacık Ahududu dondurması Getirdi babacığı. Leylek getirmez çocukları. Uğur getirmez 7 sayısı. Ve şeytan yoktur Cumhuriyetimizde. Çeviri: Ali Sait - Ragıp Zaralı Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 16



BOZGUNLARIMIZ AZLIĞIMIZIN KANITIDIR 1 Haksızlığa karşı savaşanlar Yaralı yüzlerini gösterdiklerinde Güvenlik içinde olanların Büyük oluyor sabırsızlıkları. 2 Neden yakınıyorsunuz, diye soruyorlar Haksızlığa karşı savaştınız! Şimdi ona yenildiniz: Susun artık! 3 Savaşa girişen yenilmeyi bilmeli Kavga arayan tehlikeye atar kendini Şiddet kullanan Şiddeti suçlayamaz, diyorlar. 4 Ah, güven içinde olan dostlar Neden böyle düşmanca tavrınız? Biz, haksızlığın düşmanlarını, Düşman mı görüyorsunuz kendinize? Haksızlığa karşı savaşanlar yenildiyse Haklı değildir haksızlık gene de! 5 Biz alçaklığa karşı savaşanların Bozgunları Azlığımızın kanıtıdır. Ve seyirci kalanlardan beklediğimiz En azından utanmalarıdır! Çeviri: Ali Sait - Mutlu Parkan Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 54-55



FARELİ KÖYÜN KAVALCISININ GERÇEK ÖYKÜSÜ Fareli köyün kavalcısı Şehirde dolaştı durdu Kavalını çala çala Peşine taktı binlerce çocuğu Güzel güzel çaldı uzun süre. Sesi şaşırtıcıydı hem de. Fareli köyün kavalcısı Çocukları şehirden kurtarmak istiyordu Bu küçümenler büyümek için İyi bir yer tanısınlar diyordu. Güzel güzel çaldı uzun süre. Sesi şaşırtıcıydı hem de. Fareli köyün kavalcısı Nasıl bir yeri anlattı ki onlara? Bütün bu küçümenlerin yüreği Böyleşine taştı heyecanla. Güzel güzel çaldı uzun süre. Sesi şaşırtıcıydı hem de. Fareli köyün kavalcısı Şehirden çıktığında Anlatılanlara bakılırsa Kendini iyice kaptırmış kavalına Güzel çaldım, uzun çaldım Doğrusu bu sese çok şaştım. Fareli köyün kavalcısı Dağın çevresinde dönmüş Dikkat etmemiş dalmış. Küçükleri gerisin geriye şehre götürmüş Güzel güzel çaldı uzun süre, Sesi pek şaşırtıcıydı hem de. Fareli köyün kavalcısını Pazar yerinde astılar Ama uzun zaman kavalından, Yalnız kavalından konuştular. Güzel güzel çalardı uzun süre. Sesi şaşırtıcıydı hem de. Çeviri: Eray Canberk - Ragıp Zaralı Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 11-12



GELECEK OLAN SAVAŞ İlk savaş değil. Ondan önce Başka savaşlar da oldu. En sonuncusu bittiğinde Kazananlarla yenilenler vardı. Yenilen yanda yoksul halk Açlıktan kırıldı. Kazanan yanda Açlıktan kırıldı yine yoksul halk. Çeviri: Hasan Kuruyazıcı Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 36



İMPARATOR NAPOLYON İLE DOĞRAMACI ARKADAŞIM İmparator büyük Napolyon’un Boyu kısaydı biraz Ama yine de bütün dünya titrerdi Ufak bir yellenmesinde. Bütün dünya titrerdi. Çünkü topları vardı Napolyon’un Her şeyi yerle bir eden. Ve önünde titremeyen birisine Küfrü basardı hemen. Ama titrerdi herkes önünde. Arkadaşıma gelince, doğramacıdır Evler yapar, tembel değildir. Ama ne zaman bir isteği olsa Herkes ona der; kapa çeneni! Herkes sadece der, çeneni kapa! Arkadaşımın da topları olsaydı Ve de tembel tembel otursaydı Gene de kavuşurdu her istediğine Ve kimse demezdi: çeneni kapa! Hiç kimse demezdi, kapa çeneni! Çeviri: Ragıp Zaralı - Ali Sait Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 17



KARDEŞİM BİR PİLOTTU Bir pilottu kardeşim. Güzel bir günde emir geldi. Hazır etti çantasını. Güneye doğru koyuldu yola. Bir fatihti kardeşim. Yerimiz yoktu yaşamaya. Topraklar ele geçirmekti Öteden beri hayalimiz. Kardeşimin fethettiği yer şimdi Guadarrama dağlarında. Boyu tam bir seksen. Derinliği bir elli Çeviri: A. Kadir - A. Bezirci Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 32



NİNNİ Oğul, gelecekte ne olursan ol Elde sopa bekliyorlar seni şimdiden Çünkü bu dünyada oğul Çöplüktür senin yerin — o da dolu — Oğul, kulak ver ana sözüne: Vebadan beter bir yaşam, seni bekleyen Ama taşımadım seni karnımda Buna sessizce boyun eğesin diye Sende olmayanı sanma elde edemeyeceğini Koparmaya bak, sana verilmeyeni. Doğurmadı seni anan Köprü altında yatman için geceleri. Yapında dokunda özellik yok belki Ne param var sana verecek, ne de bir dua. Ve zamanını işsiz kuyruğunda geçirmeyeceğini Umarken, sana güveniyorum yalnızca. Yanında uykusuz yatarken geceleri Küçücük eline uzanıyorum sık sık. Katılacağın savaşları şimdiden planlıyorlar bu kesin. Ne yapsam o iğrenç yalanlarına kanmaman için? Oğul, ey oğul aldatmadı seni anan Sen bir tanesin diye Ama büyütmedi de sıkıntılar içinde Bir gün dikenli tele asılı susuzluğunu haykırasın diye. Oğul, yanında ol benzerlerinin Yok edilsin diye «onların» gücü. Oğul, sen, ben ve bizim gibi olan herkes Omuz omuza vermeli ve yaratmalı Ezen, ezilen insanın bulunmadığı dünyayı. Çeviri: Ali Sait Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 40-41



OKYANUSU GEÇEN PİLOT (*) Dinleyeceksiniz şimdi Okyanusu aşan ilk pilotun öyküsünü. Tarih: Mayıs bin dokuz yüz yirmi yedi. Gencecik biriydi okyanusu geçen. Azgın denizlere, fırtınalara, buzlara karşı Büyük başarılar kazandı. Ama yine de akıllardan silmek gerek adını. Gerçi uçsuz bucaksız denizlerin üzerinde Yönünü buldu Ama şaşırdı yolunu kentin kenar mahallelerinde. Fırtınalara buzlara yenilmedi, Ama yenildi insanoğluna. Tam on yıl sürdü şan, şeref ve para Ve bu aşağılık yaratık sonunda Hitlerin katillerine Binlerce ölümü taşıyan Uçakları kullanmayı öğretti. İşte bunun için Silmek gerek adını akıllardan. Ve hiç unutmamak gerek: Ne cesaret, ne de motor bilgisi Yaratamaz bir toplum düşmanından Bir destan kahramanı. Çeviri: Ragıp Zaralı (*) Sözü edilen pilot, Charles Augustus Lindbergh'tir. Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 23



OLAĞAN DEMEYİN HEMEN Rica ederiz, «olağan» demeyin hemen her gün olup bitenlere! Kargaşanın hüküm sürdüğü, kanın aktığı, düzensizliğin at oynattığı, keyfiliğin kanunlaştığı yerde demeyin sakın: «Bunlar olağandır!» Olağan denilen şeylerden çekinin. Kural içindeki kötüyü çıkarın ortaya. Ve her görüldüğü yerde kötünün arayın çaresini de bulun! Çeviri: A. Bezirci Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 53



SAVAŞLA ÇOK ŞEY BÜYÜYECEK Büyüyecek Mülk sahiplerinin mülkleri Ve mülksüzlerin sefaleti Yönetenlerin söylevleri Ve yönetilenlerin suskunluğu. Çeviri: Ali Sait Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 31



ŞEYTAN Fırıncı fırıncı, hamur kaldı ekmeğin Ekmek pişmemiş olamaz Öyle iyi un koydum ki içine Dikkat de ettim güzel pişsin diye Ama hamur kalmışsa yine de Şeytanın işidir bu yalnız Odur ekmeği hamur yapan işte. Terzi terzi, yanlış biçmişsin ceketi! Kötü biçilmiş olamaz ceket Ben kendim iğneledim Ve makası vurdum dikkatle Ama yine de kötü biçilmişse Şeytanın işidir bu yalnız Odur ceketi kötü biçen işte. Duvarcı duvarcı, çatlamış duvarın! Duvar çatlamış olamaz Ben kendim koydum taşları üst üste Ve harcı döktüm dikkatle Ama çatlamışsa duvar yine de Şeytanın işidir bu yalnız Odur duvarı çatlatan işte. Başbakan başbakan, halk ölüyor açlıktan! Halk açlıktan ölmüş olamaz Kendime toplamıyorum ya eti, şarabı Hem sizler için nutuk atıyorum gece gündüz Ama yine de ölüyorsanız açlıktan Şeytanın işidir bu yalnız Odur işte sizleri aç bırakan. Sevgili insanlar başbakan (*) asılmış! Başbakan asılmış olamaz Kendini kapadı bir yere Tam bin nöbetçi bekliyordu başında Ama asılmışsa yine de Şeytanın işidir bu yalnız Odur başbakanı asan. Çeviri: Ragıp Zaralı (*) Burada başbakan sözüyle Hitler kastediliyor. Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 14-15



ŞU BENİM. BU SENİN Şu benim. Bu senin. Benden, benim kitabım çalındı. Senin mendilin paralandı. Ben ondan bi’şey almam. O beni davet etmedi. Bana para borçlular. Bana teşekkür borçları var. Ben şunu ve bunu isteyebilirim. Ben onu reddederim. Arkadaşlar, gelin BEN demeyelim Şu BEN'i o kadar sık duysak bile! Ve mücadele edelim birlikte Bu cümlelerin geçerli olduğu düzene karşı! Çeviri: Mutlu Parkan Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 50



YENİ DESTAN Akşam yeli eserken savaş alanında Düşman yenilmişti. Telgraf telleri çınlaya titreye iletti haberi uzaklara. Bir ucunda dünyanın Yükseliverdi bir acı uluma. Çılgın bir çığlık koptu Kızgın ağızlardan gök boşluğunda. İlenmekten soldu binlerce dudak. Binlerce dudak mırıldandı eski duaları. Öbür acunda dünyanın Bir sevinç çığlığı ağdı gökyüzüne. Sarıldılar birbirlerine, tepindiler delirmişcesine Ciğerler şişti, göğüsler kabardı. Binlerce dudak mırıldandı eski duaları. Kaskatı olmuş binlerce dindar el Kenetlendi ossaat birbirine. Gece yansına doğru Telgraf telleri halâ sayıyordu Savaş alanındaki ölüleri. Sonra dost düşman bütün insanlar birden sustu. Yalnız analar ağladı Dünyanın iki ucunda. Çeviri: A. Kadir - A. Bezirci Yarının Büyüklerine Şiirler, S. 30

BERTOLT BRECHT (1898 - 1956, Almanya)


ARKADAŞINIZA GÖNDEREBİLİRSİNİZ :




ŞİİR PARKI