UĞUR MUMCU ( 1942 - 1993 )
SESLENİŞ
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirirdik kitaplarımızı.
Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık.
Vurulduk ey halkım,
unutma bizi...
Yoksulluğun bükemediği bileklerimize
çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez.
İsteseydik, diplomalarımızı, mor binlikler
getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarımız, arabamız olurdu.
Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı,
köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını,
birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.
Öldürüldük ey halkım,
unutma bizi...
Fidan gibi genç kızlardık.
Hayat, şakırdayan bir şelale gibi
akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında,
yirmi iki yaşında, işkencecilerin
acımasız ellerine terk edildik.
Direndik küçük yüreğimizle,
direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı,
bahar çiçekleri gibi taptaze inançlarımızı
fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından,
utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım,
unutma bizi...
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmiş doktor kimlikli
işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın.
Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın
taptaze duygularına,
birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu. Hukuk sustu, insanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım,
unutma bizi...
Kanserdik. Ölüm, her gün
bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık. yurtdışına gitseydik
kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı
öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek,
yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak
fırlattık önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında
bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.
Öldürüldük ey halkım,
unutma bizi...
Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğudaki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle,
ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım,
unutma bizi...
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen
ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yönetenler,
gizli emirlerle başlarımızı ezmek,
kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik,
sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde
ey halkım, unutma bizi...
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi
savunduk; komunist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik;
kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı
dalgalandırdığımız bayrağımızı
daha dik tutabilmekti bütün çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi,
Bir kez anlamak istemediler bizi...
Vurulduk ey halkım,
unutma bizi...
Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline, değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha.
Bir gece sabaha karşı,
pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla
çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık.
İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik
boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
Asıldık ey halkım,
unutma bizi...
Bizi öldürenler, bizi asanlar,
bizi sokak ortasında vuranlar,
ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı,
ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere.
Öfkelerini bir gün bile karşısındakilere
bağırmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.
Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına,
batı uygarlığı adına, bizleri,
bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldük ey halkım,
unutma bizi...
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
ey halkım, unutma bizi...
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında
yankılanacak ey halkım,
unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi.,
hep birlikteyiz ey halkım, unutma bizi,
unutma bizi,
unutma bizi...
UĞUR MUMCU
(Cumhuriyet Gazetesi, 25 Ağustos 1975)
'Sesleniş'i sesli izlemek için tıklayınız.
Unutmadık, unutmayız, unutturmayız..
Saygı ve rahmetle anıyoruz...
|