ASYA IPISLAK... Ah be deniz.. ah be deniz.. ne çok sevmiştim seni, kumunu, güneşini, yunusunu, istiridyeni, ne çok.. ah be deniz..

Öyle tutkundum ki sana; uğruna şiirler yazmış, türküler yakmıştım… her şeyi sende bulmuş, ilk aşkı sende tatmıştım...

O güne kadar sen hep can verir, hayat verirdin seni ana bilir, yar bilir sere serpe kucağına serilirdim

Dosttun, sevgiliydin en ateşli sevdaların yaşandığı bir güzel düştün sen.. Balıklarıyla, martılarıyla bir şarkı, bir roman yakamozlarda parıldayan muhteşem bir gülüştün sen..

Ah be deniz.. ah be deniz.. ne çok severdim seni..

Bir gün, dindirmek için kasırga kesilmiş öfkeni, binlerce millik, en çılgın, en vahşi tsunamileri, üstüme salıp, apansız sobeledin beni, dalga dalga kusup, bütün isyanını kıyılara, ıslak ölümlerle doldurdun heybeni..

Ölüm arzusuyla köpürüp kabaran kudurmuş katil dalgaların içimdeki deniz fenerlerini bir bir söndürdü hunharca yağmalayıp ölüm öpücüğü kondurduğu o cennet sahilleri Nuh tufanından beter etti yüz binlercesinin kefensiz yattığı çamurdan mezarlıklara döndürdü..

Vurgun yedi milyonlar, katran karası, çamur deryası lapa lapa ölüm yüklü azgın nehirlerde acılı analar, boynu bükük öksüz-yetimler kaldı yerle bir olmuş ıslak şehirlerde..

Ocaklar söndü, Asya harabeye döndü..

Nice düşleri, umutları boğup, yıkarak kumdan kalelerini, alıp götürdün kovasını küreğini çocukların ölüm şerbetiyle doldurdun köpük köpük o minnacık yüreğini çocukların..

Oysa katledip anaforunda yuttuğun binlerce çocuğun sevecen gözleri senin gibi mavi, hayalleri kumdan bir evdi sen dalga dalga köpürdükçe onlar seni pamuk şekeri sanıp çoooook, çok sevdi a deniz..

Kumsalda ağlaşan çakıl taşları, söyleyin, kim öptü beni? Neden bu kadar ıslak dudaklarım? Ağzımdaki küflü su tadı nedir? Niçin bu kadar ağır göz kapaklarım? Her yanım sızı, sırça fanus gibi, tuzla buz olmuşum ben, cansız gövdelerin yüzdüğü vahşi bir deniz çalkalanır yüreğimde, Artık bir yudum deniz bile istemem. Bakma gözlerime öyle masum masum deniz .. Çek git başımdan kabuslarımda buram buram acısın sen.

Keşke Tanrım ölü bir balığa döndürseydi beni yaşamasaydım, görmeseydim başımıza yağdırdığın bunca laneti doyamadan ölenlerin öksüzlerin-yetimlerin ahı tutsun seni affedemem bu ihaneti küstüm sana fırlattığım her taşı ver geri..

Bilmiyorum.. İsyanımı yenebilir miyim, seni yeniden sevebilir miyim, tutunabilir miyim dalgalarına, yatabilir miyim kanla yıkanmış kumsallarına, binebilir miyim yolcu vapurlarına, bilmiyorum..

ah be deniz.. ah be deniz.. ne çok severdim seni, kahpe deniz..

Bilmem.. Belki de suçlu sen değil, bizleriz... TAHSİN ÖZMEN Aralık, 2004

 


ŞİİR PARKI