YALINAYAK BALIKÇI
Ne yıllardı bizi alıkoyan,
Ne de kader dediğimiz
O felek çemberi.
Senin gezindiğin kumsalda,
Devirdik birkaç şişe birayı.
Andık seni doya doya
Ah be koca kurt,
Yalınayak balıkçı.
Dön de bir bak şöyle.
Poyraz esiyor yine.
Yine bir kargaşa, telaşe.
Hadi durma arkadaş
Toplamaya gidelim ağları,
Kalmasın denizde barakede.
Ne o, duymuyor musun sesimi?
“Açılalım” diyorum derinlere.
“Dolduralım derya kuzularını tekneye.”
Yapma be,
Yapma be yalınayak balıkçı.
Kırma işte neşemizi.
Tam unutmuşken yokluğunu,
Sesine hasret bırakma bizi.
Hasret kaldık,
Hasret kaldık zaten sesine.
Hani tam burada,
Tam burada yakmıştık seninle
Hıdrellez ateşini.
Ve yine burada
Haykırmıştık denize, sevdiğimizi.
Peki ya, bir gün tutup da
İçini temizlemeden yediğimiz balıkları
Hatırladın di mi?
Hatırladın di mi arkadaşım?
Ah be koca kurt,
Yalınayak balıkçı.
“Hey” desene geceye, “hey!”
“Sen benim karanlık yüzüm.
Güneşimi esir tutan,
Baharı bekleyen güzüm.
Ufak bir esintide tanıdım seni
Ve tanımaz olsaydım keşke.
İndirdin üzerime zemheri"
  
Yine, yine güneş doğmak üzere
Ve her geçen gün gibi
Bugün de yine sensiz.
Kulağıma fısıldayan
Bu sefer, hoş bir meltem.
Ve geçerken önünden yalınayak, cuntanın
Kenarında yazan sadece senin adın,
Kenarında yatan yalnız ben.
Ben ki, sıradan bir balıkçı,
Sen ki, balıkçılar kralı.
Bizi bırakıp gittin.
Ah be koca kurt,
Ah be koca kurt,
Yalınayak balıkçı ...
Şerif PINAR
| | |