ZAKKUMLA BEZELİ ŞEHİR ve ŞİİRE TUTUNMAK - Nevra Bucak'a -

Sığınak yapıyorum yine geceden nasıl olur şiire tutunmak kelimeleri tutkulu bir bulut gibi taşımayı öğret

kara iklimidir ülkemin değirmenden taşıdığım su, doğru geceyi niçin kalkan ettiğimi anlıyor musun

biz de mi lanetlendik Sisyphos’un azabıyla her gece ayrılıp yeni bir yola gider tekrar aynı ağacın dibinde buluşuruz

güneş bir başka doğuyor her sabah İstanbul’da Belacinto’da da doğmalı yoksa yanılıyor muyum

kırık dökük salın üzerinde Odysseus gibi korkuyla bakınırken akıp gittiğini sanırız her şeyin yanımızdan oysa hareket eden saldır, geçen hayatımız

ülkemin toprağında beliren kayayı gözle görünmez bir doruğa iteleyen de kim gerisin geriye yuvarlanmaz kaslar kan ter içinde kalmaz mı

daha belirgin bir delilik var mıdır kayayı itip, tekrar itip farklı sonuçlar ummak kadar

şimdi bana geceden başka siper edecek bir şey göster tıpkı geceye öykünen, onun kadar gölge olmayan

aşka tutunmakla aynı şey midir şiire tutunmak ya şu dizeler sana neyi anımsatır “çıldırtmalı mı seni ilk yaz çiçek açmamış öpücükleriyle”*

düşsel mavilikte oyalanmak geliyor içimden yeryüzünde zakkumla bezeli bir şehir yükselir mi şöyle kıskanç Zephiros’ların esmediği

çiçeklerle süslenmek istiyorum sedef kabuğunda bir tabloya sallanan fırçadan doğmak güzel olurdu şiire tutunmak için şu zakkumla bezeli şehir, kafama yatıyor doğrusu... © Selçuk ERAT
Mevsimler Lacivertti, Şiirler de Muamma, 2004 * Pablo Neruda

 




ŞİİR PARKI