
PERÇEMLİ SOKAK
XII
Aydınlık gölgesi gibi gelir peşinden,
Yarı belinden yukarısı damların üstünde.
Elini kaldırsa kırlangıçlar uçar,
Dümen suyunda çıplak ağaçların,
Erir bakındıkça gözlerinin mumu.
Böyledir bu şehrin saatleri,
Bu camların yüzdüğü karanlıkta
Sallarım bağırarak mendilimi.
Yollar sende başlar, sende biter
Açık denize dökülmeden önce
XXII
Yarısı gündüz bardağın, yarısı gece.
Karanfilden küçük,
Ay ışığından ince.
Çimer akar suyunda düşüncenin,
Koşar, koşar, koşar..
XLI
Beyaz mendiller vardı havada,
Çalgılı gemiler balkonlarda açık saçık.
Bir kız vardı yok gibi, öyle güzel
Ne yerde ne gökte belki tuzda.
Acısında, ekmeğin dilim dilim buğusunda.
Kendine göre evlerinin damı, çatanası
Bacaların şakırtısında akşam akşam
Saksılar sedirler tahtaların güvercini
Otursa kısa çoraplarını çekse, dilenmese
Beş çocuk anası el.
Eciş bücüş maydanoz bahçeleri
Düğümlü balıkları bekleyişin
Uzun etme iki gözüm, biraz da bize uğra
Bu lambanın karpuzu benim işte,
Benim işte bu testi
Benim işte bu soysuz sevdaların musluğu.
Oktay Rifat Horozcu ( 1914 - 1988 )
Oktay Rifat, Perçemli Sokak, S. 24, 36, 59
|