KAHIR KURŞUNLARI

Kays’tım, Mecnûn eyledi yüreğimin sahibi Hiç tanımazmış gibi uzaktan bakıp gitti. Göz kırpmadan bağladı darağacına ipi Büyüttüğü sevdanın pimini çekip gitti.

Mevsimlerden sonbahar, vakit bir akşamüstü Karanlıklara inat şafağı söküp gitti Mâziye sünger çekip hatıralara küstü Beyaz gül bahçesine kaktüsler dikip gitti.

Bilinmeze yol alıp açılırken her gemi Gönül limanlarını nefretle yıkıp gitti Büyüyüp korlaşırken yüreğimin matemi Bana dudaklarını, gülerek büküp gitti.

İlhama pusu kurdu, yarım kaldı şarkımız Sözümü boğazıma bir güzel tıkıp gitti Kanatları kırılmış kuşlardan yok farkımız Evvelki duyguları başıma kakıp gitti.

Rüya gibi, gözümden gitmez o gül endamı Nazlı bir ceylan gibi önümden sekip gitti Değişmezdim Ferhat’la büyüttüğüm sevdamı Mâziyi hatırlayıp gözyaşı döküp gitti.

Sermayemi yükledim gayri ecel atına Zehirli akrep gibi ruhumu sokup gitti Kıymet vermem dünyanın fâni saltanatına Kahır kurşunlarını bağrıma sıkıp gitti.

Gamzeler belirirdi yanağında gülünce Tuna nehri misali kalbime akıp gitti. Kurtlara yem olacak güzelliğin ölünce Meydan okudu aşka, şimşekler çakıp gitti.

Tükendi umut faslı, sakınmadı sözünü Fitne tohumlarını gönlüme ekip gitti Düşürdü can evime intizarın közünü Kalbin aysberglerini hışımla yakıp gitti... NİHAT MALKOÇ


 




ŞİİR PARKI