DUVAR

- İzmir’den Akdeniz’e dökülen ve yakında Bombay’dan Hint denizine dökülecek olan emperyalizmin şarkı saran duvarı hakkında yazılmıştır. -

Karataştan çerçeveye gömülen, güneşi parça parça bölen demir parmaklık... Dayadım alnımı demir parmaklığa; parmaklık alnıma gömüldü. Kemikli geniş alnımı parça parça böldü.. Alnım: parmaklığa dayalı Yüzüm: kana boyalı. bu kan benim kanım. eşyayı bu kanlı perdeden görüyor gözüm. Kara taştan çerçeveye gömülen güneşi parça parça bölen demir par-mak-lık Orda; o duvarda , o duvarın dibinde bizimkilerin bağlandı kolları. O duvarı bizim için yaptılar... O duvar darağaçlarının sabunlu ipi gibi parlıyor. O duvar; o duvarda keskinliği var taze kanlı etleri parçalayan yosunlu, ıslak dişlerin... O duvar; gözleri afyon dumanlı keşişlerin bellerindeki kara kuşak gibi sarılmış kürenin gırtlağına!... O duvarın ilk temel taşı, emperyalizmin ilk adımından geliyor. O duvarın dibinde bizimkilerin Eyfeller gibi kemikleri yükseliyor. O duvarın bir ucu: tahta sapanlı sarı Çin’de öbür ucu: çelikleri elektrikli New-York’un içinde. Her bankada hisse senetleri var onun. O duvar Lortlar kamarasında Lord Gürzon’un noktaları imparator armalı bir nutku gibi geçiyor. Eyfel’in tepesinden avlarını seçiyor, dayanarak Hindenburg’un altın çivili heykeline topluyor Berlin sokaklarını eline. O duvarın taşlarına sürterek dilini kara gömlekli Musulini bekliyor nöbet. İtalya’nın çizmesi yüzüyor kanda!! O duvar ikinci bir Balkan gibi yükseliyor Balkan’da! O duvar. O duvar, o duvar. O duvarın dibinde bizimkiler kurşunlanıyor!.. O duvar kadar uzun bir destanı var, o duvarın dibindeki her karış yerin. O duvarın dibinde ölenlerin koparıyorlar erkekliklerini, gençlik aşısı yapmak için milyonerlerin kibrit çöpünden frengili iskeletlerine! Milyonerler gömülüp orospuların etlerine bir radyo-konser gibi dinliyorlar: o duvarın dibinde verilen kurşun sesiyle yere serilen idam emirlerini... O duvar, o duvarın dibinde seferberlik var 1914’den daha büyük, daha mel’un bir seferberlik. Karanlıklar güneş altında nasıl kaçarsa bir deliğe, koşuyor emperyalistler bu seferberliğe: Britanya dretotlarının cemiyet akvamı, beyaz eldivenleri barut kokan diplomat. çürümüş insan eti müstahsili emperyalist Jeneral, II inci Enternasyonal; zehirli çiçeklerini toplamak için “din”in toprağını gübreleyen, kazan, eserlerini banknotlara yazan filozof permanganatın âşıkı şair ölüm şuaı satan kimyager, hepsi seferber, seferber o duvarın bayrağı altında... O duvar. o duvar, o duvar.. O duvarın dibinde bizimkiler kurşunlanıyorlar... Cevap O duvar o duvarınız, vız gelir bize vız!... Bizim kuvvetimizdeki hız, ne bir din adamının dumanlı vaadinden, ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır. O yalnız tarihin o durdurulmaz akışındandır. Bize karşı koyanlar, karşı koymuş demektir. Maddede hareketin, yürüyen cemiyetin ezeli kanunlarına. Sükûn yok, hareket var bugün yarına çıkar yarın bugünü yıkar ve bu durmadan akar akar akar. Biz bugünün kahramanı, yarının münadisiyiz. Bu durmadan akan, yıkıp yapan akışın çizgilenmiş sesiyiz. Biz, adımlarını tarihin akışına uyduran temelleri çöken emperyalizme vuran, yarını kuran larız. O duvar o duvarınız vız gelir bize vız!... 1925

Nâzım Hikmet Ran
( 1902 - 1963 )

Nâzım Hikmet Nail V. 1+1=Bir, S. 3-10





ŞİİR PARKI