Nail V. Çakırhan’ın şiir kitabını görmek beni duygulandırdı, heyecanlandırdı. Eski dostum, arkadaşım, yoldaşımdır. Nâzım Hikmet’le birlikte yayımladığı “1+1=1” adlı şiir kitabı basıldığında (1930) ben on beş yaşındaydım. (O yirmi yaşında). “1+1=1” adlı şiir kitabı çıktığında, biz şiir heveslisi gençler, Nail adının sonundaki “V.”yi merak eder dururduk; meğer “Vahdet” adının ilk harfi imiş.
Nail’in soyadı “Çakırhan”dır, ama yeni basılan “daha çok onlar yaşamalıydı” adlı kitabının kapağında, tarihe uyularak gene “Nail V.” diye yazılı. Değiştirilemez.
Nail V 1932’de Nâzım Hikmet’le birlikte tutuklandı. 1933’te çıkarılan af yasası ile serbest bırakıldıktan bir süre sonra Sovyetler Birliği’ne gitti; orada iki yıl kaldı, Doğu Üniversitesi’nde öğrenim gördü.
Nail V., 1946’da Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi’nin öteki yöneticileriyle birlikte yargılandı; Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı eylemde bulunduğu savı ile dört yıla hüküm giydi.
Şimdi Ceza Yasası’nın o maddesi kaldırılmıştır.
Ne günlermiş!
Dostum Nail V. Çakırhan, kitabını bana şöyle imzalamış:
“Gaibten bir ses - Sevgili Melih’e.”
Üzüldüm; Nail hiç kaybolmamıştı ki!
Gerçi şiiri bıraktı, ama güzel sanatların bir başka kolunda, mimarlıkta yapıtlar üretmeğe başladı; Muğla’nın Akyaka köyünü şiir gibi güzel evlerle donattı.
Yıllarca komşu olduk orada.
1938’de yazdığı bir şiirde Nail V. şöyle diyor:
NÖBETTE
- Bir kurtuluş kavgasını hatırlayarak -
Gece saat on.
Nöbetteyim.
Toprağın üstünde geceyi,
kara bir kabuk gibi hissetmedeyim.
Ve kuşlar kadar hafif vücudum, içerim rahat.
Yorgun bir asker gibi serildi uykuya hayat.
Gece saat on.
Nöbetteyim.
Ne olur uzatsalar nöbetimi aylarca!
Böyle sulha kadar,
İhtiyar anacığımı düşünmeden,
memleketimin şarkılarını söylesem içimden!
Şimdi de kitaba adını veren şiiri birlikte okuyalım.
DAHA ÇOK ONLAR YAŞAMALIYDI
Onları hep birer birer
Tanıyorum.
Onlarla yan yana,
Boyanamadığım diye kana
Kendi kendimden utanıyorum.
Daha çok onlar yaşamalıydı,
Daha çok onlar haketmişlerdi bunu.
Daha çok onlar bilirlerdi
Yaşamanın ne olduğunu.
Ben onlardan öğrendim
Sevmeyi sevilmeyi
(.....)
Yeni Edebiyat, 15.11.1941, Sayı 26
Nursel Duruel şöyle diyor:
1983’te, aklının ucundan bile geçmeyen bir sürprizle karşılaşır. Dünyanın en saygın mimarlık ödüllerinden Ağa Han Uluslararası Mimarlık Ödülü verilir Çakırhan’a. Mimarlık eğitimi almamış, kendi kendini yetiştirmiş birinin böylesine önemli bir ödüle layık görülmesi akademik çevreleri ayağa kaldırır. Mimarlıkta alaylı-mektepli, geleneksel- çağdaş tartışmaları yıllarca sürer.
Ödül’den gelen parayla Muğla’daki eski bir hanı Kültür Evi olarak restore eder. Ardından otel inşaatları. Letonia, Montana gibi büyük tatil köyleri gelir. Gökova, Dalyan, Bodrum, Muğla, Datça, Fethiye’deki birbirinden güzel yapılarıyla geçmişin değerlerini günümüze ve geleceğe bağlayan bir ad olarak efsaneleşir. Sade, alçakgönüllü bir insan Nail Çakırhan. Gülüşünde çocuk ışıltıları dolaşan Ula’lı bir halk adamı... Evrensel bir aydın... Güzelliğe açık herkese pay dağıtan birşair-mimar... Hayalleri, yaratma gücü, üretme arzusu hiç tükenmeyen 86 yaşında bir delikanlı...
MELİH CEVDET ANDAY
Cumhuriyet Gazetesi,
Taha Toros Arşivi, 001517065006

ŞİİRLERİ