GAZEL 395
Bir devlet içün çarhe temennâdan usanduk
Bir vasl içün agyâra müdârâdan usanduk
Bir yüksek mevki için feleğe yalvarmaktan usandık
Bir kavuşma için başkalarına minnet etmekten usandık.
Hicrân çekerek zevk-i mülâkâtı unutduk
Mahmûr olarak lezzet-i sahbâdan usanduk
Ayrılık acısı çekerek kavuşmanın zevkini unuttuk;
Verdiği başağrıları yüzünden şarabın tadından usandık.
Düşdük katı çok heves-i vuslata ammâ
Ol dâ’iye-i dağdağa-fermâdan usanduk
Defalarca kavuşma hevesine düştük ama
O ıstırap veren - hükmeden arzudan usandık.
Dil gamla dahı dest ü girîbândan usanmaz
Bir yâr içün agyâr ile gavgâdan usanduk
Gönül gamın bile yakasına yapışmasından usanmaz
Bir yar için başkalarıyla kavgadan usandık.
Nâbî ile ol âfetün ahvâlini nakl it
Efsâne-i Mecnûn ile Leylâ’dan usanduk
(Bize) Nâbî ile o güzelin hallerini anlat
Leylâ ile Mecnun efsanesinden usandık.
(Nâbî divanı II, S. 756)
Nâbî ( 1642 - 1712 )
Şiiri sesli izlemek için tıklayınız.
Hikmet Şairi Yûsuf Nâbi, S. 225
|