Mini mini valimiz, ne olacak halimiz?
Fahrettin Kerim Gökay adını, akıl hastanesi doktoru olmak, Mazhar Osman’ın yardımcısı olmak, üniversitede profesör olmak gibi unvanlarından ötürü bütün İstanbul bilirdi. Ama yurt çapında şöhreti İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı olmasından sonradır. Her hareketiyle gazetelerin diline düşer, başlıklarda, karikatürlerde görülürdü. İstanbul demek, bir anlamda Fahrettin Kerim demekti.
Halk pahalılıktan mı şikâyet ediyor, hemen önlemini alır, haldeki kabzımallarla savaşa tutuşurdu.
"Domatesi şu fiyata satmazsanız sırtıma küfeyi alıp Eminönü’nde domates satarım" diyerek, sebze fiyatlarında savaşı kazanırdı. Kısa boylu, ufak tefek oluşundan ötürü, minik vali diye karikatürleri çıkardı. Gene ufak tefek oluşundan ötürü, küçük rakı şişelerinin adına Fahrettin Kerim derlerdi. Bakkaldan bir rakı mı alacaktın:
"Ver şurdan bir Fahrettin Kerim" denirdi
Meyhanede kafayı mı çekecektin:
"Getir şurdan bir Fahrettin Kerim"
Kalabalık yerlerde, maçlarda, at yarışlarında, türlü toplantılarda uzaktan göründü mü, halk bağırırdı:
"Mini mini valimiz, ne olacak halimiz?"
Çok partili siyasi demokrasiye girdiğimizde CHP’nin İstanbul Valisi idi. önceleri de CHP’de çok çalışmış, Halkevleri Başkanlığı, il yönetim kurulu üyelikleri, il başkanlığı yapmıştı. Herkes onu CHP’li bilirdi.
1946 seçimleri herneyse hileli, hilesiz sandıktan CHP’yi çıkarmıştı. Ama 1950 genel seçimlerini parti İstanbul’dan kazanmak istiyordu. Buna çok önem veriliyor, önlemler alınıyor, İsmet Paşa’nın İstanbul’a gelmesi de sağlanıyordu. Ellerinden geldiğince Paşa’yı inandırdılar. İsmet Paşa, Ankara’dan İstanbul’a doğru trenle yola çıktı. Yol boylan İzmit’ten bu yana salkım salkım insanlarla doluydu.
Paşa, Haydarpaşa Garı’na girdiği zaman mahşercesine bir kalabalık vardı. Nerdeyse İstanbul'un yarısı burada toplanmıştı. Fahrettin Kerim’in ağzı kulaklarına varıyor, göğsü kabarıyordu.
"İşte Paşam İstanbul" demişti. Demişti ama 1950’de yapılan genel seçimler halkın Paşa’ya bu kadar rağbet göstermesine rağmen yitirilmişti. CHP, seçimleri sadece İstanbul’da değil, bütün yurtta da kaybetmişti.
Bundan sonra kim seçim kaybederse şakacıktan herkes, "İşte Paşam İstanbul" diye alay ederdi.
Ünlü 6-7 eylül olaylarından sonra bu olayların kışkırtıcılarından biri diye Yassıada’da yargılandı ve mahkûm oldu. Daha sonra Yeni Türkiye Partisi’nin hem kuruculuğunu hem milletvekilliğini yaptı. İsmet Paşa’nın koalisyon kabinelerinde birkaç kez bakan oldu.
Son yıllarda siyasetten elini eteğini çekmiş, vakıf ve hayır işleriyle uğraşıyordu. Eskişehir’den küçük bir çocuk olarak okumak için geldiği İstanbul’da engel tanımamış, bir insanın erişebileceği tepe noktalarından her birini birer birer geride bırakmıştı. Tanrı rahmet eylesin.
MEHMED KEMAL
Taha Toros Arşivi, 001515714006

ŞİİRLERİ