::::: İSTANBUL ŞİİRLERİ :::::




İSTANBUL

Seni görüyorum yine İstanbul, Gözlerimle kucaklar gibi, uzaktan Minare minare, ev ev, Yol, meydan. Geliyor Boğaziçi'nden doğru Bir iskeleden kalkan vapurun sesi, Mavi sular üstünde yine Bembeyaz Kızkulesi. Bir yanda, serin sabahla beraber, Doğduğum kıyılar: Beşiktaş'ım. Baktıkça hep, semt semt, yer yer, Beş yaşım, on beş yaşım, ah yirmi yaşım! Durmuş bir tepende okuduğum mektep, Askerlik ettiğim kışladır ötesi. Bir gün bir kızını benim eden Evlendirme dairesi. Benim de sayılmaz mı oralar? Elimi tutar gibi iki yanımdan, Babamın yattığı Küçüksu, Anamın toprağı Eyüpsultan. Önümde, açık kollarıyla Boğaz, Çengelköy'den aktarma Rumelihisarı. İstanbul, İstanbul'um benim, Kadıköy'ü, Üsküdar'ı... Gün olur, Köprü ortasında durur Anarım Adalar'da çamların uykusunu. Gün olur, Beyoğlu'nu özler içim, Koklamak isterim Tünel'in kokusunu. Bulut geçer üstünden, Gemi gelir yanaşır Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar, "İçi dolu çamaşır." Göğünde tanıdım ayın on dördünü. Kırlarında bilirim baharı, Her şey, içimde herşey, İstanbul yadigârı. Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle, Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir. Ey doğup yaşadığım, yerde her taşını Öpüp başıma koymak istediğim şehir! 1952 ZİYA OSMAN SABA Cümlemiz, Bütün Şiirleri, S. 116-117

Bu şiiri sesli izlemek için tıklayınız.





ARKADAŞINIZA GÖNDEREBİLİRSİNİZ :



ŞİİR PARKI