SEN GİDERKEN Gam yüklü bir gemi ayrıldı bu limandan Bütün ihtişamıyla açıldı okyanuslara Bir tutam nergis alelacele tutuşturuldu ellerime Sen giderken ellerim sakat kalırdı.

O mahur gözlerin bir başka baktı bu akşam Bir destan yazıyordu uslanmayan gönlüme İlmik ilmik tezgahında sevgimi nakşederken Sen giderken bana cefası kalırdı.

Mavi bir kazak vardı üzerinde sana yakışan Gözlerin güzelliğini kainata sunardı Dağ gibi büyüdü şimdiden hasretin Sen giderken bana çığlığın kalırdı.

Bu zamansız ayrılığa bulutlar bile ağladı Kirpiklerinde sevdiğim koca baharı taşırdı Rüzgar aldı beni daldan dala savurdu Sen giderken bana tozun toprağın kalırdı.

Şebnemler sana susardı yaprağın ucunda Yalnızlık bana senden hatıra kalırdı Lügatler çaresiz danışırdı sana Sen giderken bana cevabı kalırdı.

Gülünce gözlerinin içi gülerdi sanki Bana mavi düşlerin akasyasını sunardı Öyle büyüdü ki özlemin koca şehrin içinde Sen giderken bana dualın kalırdı.

Bir güvercini okşardı o narin ellerin Şefkatlerin en yücesini sunardı Bir ayrılıktı bu altı nokta beş şiddetinde Sen giderken bana enkazın kalırdı.

Hasretin habercisi oldu bu dolunay Gökyüzü en güzel bestesini yaptı Saklardım gönlümü en kötü düşlere Sen giderken bana korkusu kalırdı.

Kapkaranlık gecelerde çalardım ya kapını Sabrım hep elimi kolumu bağlardı Simsiyah matemiyle o yalan yılların Sen giderken bana günahı kalırdı... İSMAİL CAN DURMAZ

 


ŞİİR PARKI