ÖZGÜRLÜK TÜRKÜSÜ
Ben, şair olmuşsam özgürlük,
Yalansız riyasız söylüyorum,
Senin aşkından olmuşum.
Ben, bacak kadar çocukluğumdan beri
Hep sensizliğin yarattığı,
Dayanılmaz serüvenlerin
O korkunç ağusuyla dolmuşum.
En son türkümde seni söyleyeceğim.
Bir emperyalist tankı altında
şair yüreğim ezilirken.
Ya da dünyanın en güzel bir sabahında
Bir duvar dibinde kurşuna dizilirken.
Varsın ondan geri tonton şairler
Çember çeviredursun asfaltında şehrin
Varsın küçümencik aydınlar
"Cennet Bahçesi"nde dondurma yesin.
Eğer sen yenilirsen özgürlük,
Elveda artık serbest zamanlar, deniz türküleri,
Çevirecek şiirimizin dört bir yanını
Gamalı Haç markalı telörgüleri
Elveda, artık şehrin kaldırımlarında
Gülerek, oynayarak yürümek
Elveda, öyleyse elveda bundan geri
sen, sevgili yemek.
Ben bu yeryüzünü n'eyleyim
Aşksız, arkadaşsız, özgürlüksüz,
Denizlerin, dağların güzelliğini,
Altındağ’ın kekliğini
Demir çizmeli hergeleler yerken?
Böyle bir zamanda
Şairler, neyleyim bu şiirleri ben
Tahta atlardan, uçurtmalardan söz eden?
Boyuna ağlamak geliyorsa içimden
Kendi küçük ekmeğimi yitireceğimden değil.
Artık, yeni giynek, yeni ayakkabı
Yeni don, yeni gömlek alamayacağımdan,
Artık caddelerde sempatik yüzler
bulamayacağımdan değil,
Daha büyük, daha büyük sorun:
Ne şair diliyle, ne kuş diliyle, ne Tanrı diliyle
Ahbaplar, insan gibi konuşalım,
Uçurumlarında uyuduğumuz uygarlık
Büsbütün yalnayak mı bırakıp bizi göçecek?
Durun, durun hele,
Bir matara suyumuz daha var içecek,
Alnı gelincik çelengiyle süslü
Kutsal özgürlük yiğitleri,
Sarsarak bir kez daha göğü, yeri
Tank-tank, top-top, mermi-mermi,
Türkü söylemek günü geldi.
Göğsümüzün altında çarptıkça yüreğimiz,
Savunacağız biz,
Güneşi, havayı, suyu ve insanı,
Savunacağız biz,
Kalbin öğrettiği
en güzel şeyi:
VATANI.
(1941)
Hasan İzzettin Dinamo ( 1909 - 1989 )
Dünden Bugüne Türk Şiiri III, S. 272-273
Şiiri şairin sesinden dinlemek için tıklayınız.
|