KALDIRIM
Arnavut kaldırımı sokağında yürüyorum bu şehrin .
Yağmur birikintisi taşlar arasından yırtık pençeme doluyor usulca
Elimde pazar filesi, üç beş limon bir tutam ıspanak
Akşam olmuş mahalleye, eski kapısından giriyorum fakirhaneye .
  
Çok zamandır güneş batmadan girmiyorum eskimiş kargir bu dört duvara
Tanıdık bir yüz görür; açar eski defterleri yine
Sanki korkuyorum , hesap soracak mahşerden evvel birileri diye,
Çabuk çabuk giriyorum kaldırım kıyısından mapushaneme .
  
On yıl önceki o adama ne oldu ,
İmkansız bir aşk onu alıpta nerelere götürdü .
Bu hikayeden kim kaldıysa, nasıl da gitti unutuldu
Geride şakaklarındam kıvrılmış ak saçlar.
Sırtımda hala sızlayan bir hançer yarası kaldı ya !
Mustafa ESKİN
|