YE KÜRKÜM YE Bir gün Hoca birine davetli imiş. Hani yok yoksulluğundan değil ya, üstünü değiştirmeye eli mi değmemiş, ne olmuşsa, kıra bayıra giydiği kıyafetiyle davete gitmiş ama doğrudürüst bir buyur eden olmadığı için de bir kenera sıkışıp kalmış. Sofradakiler birbirini yağlayıp yüzlemeye dalınca kimseye çaktırmadan sıvışıp evine gitmiş, üstünü başını değiştirmiş, kürkünü giyip geri dönmüş. Bu defa Hoca'yı oturtacak yer bulamamışlar. Hele de sofrada "Buyur!" üzerine "Buyur!" edilince gayri Hoca dayanamamış, bir yandan kaşık kaşık yemekleri kürkünün cebine boşaltırken bir yandan da : "Ye kürküm ye.. Bu ziyafet bana değil, sana!" demiş. ![]() |