BABAM

Babam, uykunu böleceğim, ama seninle konuşmak istiyorum. Uyan baba, uyan! Bak sana neler anlatacağım. Baş ucuna gelip, sana böyle haykırdığımda gözlerini açıyorsun, Biliyorum Beni dinliyor, belki de bana bir şeyler fısıldıyorsun, Biliyorum. Ama gücüm, ne toprağı yenip gözlerine ulaşmaya yetiyor. Ne de fısıltılarını işitebiliyorum. Yine de öğrettiğin gibi hissedebiliyorum. Yarın 18 Şubat. Sen gideli altı sene oldu. Bize "elveda" demeden ilk gidişindi. Bizleri öpmeden ilk kapıdan çıkışın, Gelirken alayım; bir şey lazım mı diye sormayı ilk unutuşun Kravatını bile takmamıştın bu sefer, Nereye gittin ki, bu kadar önemsizleşti alışkanlıkların? Soğuk mu baba oralar? Güneş bir nebze olsun dokunur mu gözlerine? Of of gözlerin beni çıldırtıyor. En uzun, en anlamlı nutukları gözlerinden okudum hep. Hala, evimizin duvarında bana neler anlatıyorlar neler... Bir sen daha vardı gözlerinde senden öte Bari biriniz kaldınız benimle, çok şükür. Altı yıldır damarlarımda kaç tur attın kim bilir? Sen damarlarımda dolaşıyorsun. İkimiz bunu biliyoruz ya, bu da yeter. Babam, buraları hiç merak etme. Tanrının toprağın altındaki loşundan daha karanlık bu dünya Bizim evde bir ben kaldım. İki delikanlı da üniversiteyi bu yıl bitiriyorlar Nasıl asiler, nasıl senin oğlun olduklarını anlatıyorlar Her attıkları adımda, bilemezsin Yarın üçümüz de geleceğiz başucuna. Bir de, sakın telaşlanma, bu üç kardeş hep el ele Ve tek yumruk. Ne güzel dostların var babam, Sana her geldiğimde, kimin koyduğunu bilmediğim çiçekler Buluyorum küçük bahçende. Bizi arayıp, soruyorlar, birbirleriyle tanıştırırken "Yeğenim" diye hitap ediyorlar. "Sadığımın kızı", seni anlatıyorlar sonra Tam bir Ankara delikanlısıydı diyorlar. Övüyorlar, övüyorlar, Yine söylüyorum "Sen sağken de badem gözlüydün babam" Yüksek dağlardaki uzak ağaç görüntülerine Bulutların karmaşasına Dalgalara, yakamozlara, gruplara, Gece uzaklardan gelirken yok kenarındaki Çalıların garip şekillenişlerine, Minicik bir hareket eder mi diye, duvardaki resmine Uyumak üzereyken gelen tıkırtıyla irkilip, evin dört bir köşesine bakıyorum hep Karşıma çıkarsın diye. Lanet olsun, yoksun! Bir gece rüyama gir baba! Kucakla, ıslak ıslak bir öp be! Çok özledin; çok özledim anlıyor musun? Çok özledim...

SERDAR ERKUL



ARKADAŞINIZA GÖNDERMEK İÇİN :




ŞİİR PARKI