|
~ BABAYA MEKTUP ~
Değil de kalleşliği
Niye aşıladın sevgiyi,
Neden bizi bereketli kılmak istedin,
Bizi bizde bırakmadın?
Oysa çetindi kavgan yaşamla,
Hayvanlara verilen kuru ekmekleri
Islatıp yemiştin öksüzken.
Hiç,
Hatta resmini bile görmemişken babanın,
Niye hep yanımızdaydın baba?
Ve seni tanımaya başladığımda,
Nasırlar yer bulamıyordu
Kireç ve çimento çatlaklarından. Ellerin
Sıvazlarken sırtımızı baba,
Acıtırdı bazen ama kaşağı gibi gelirdi.
Ellerin,
Şifa idi hatta ağrıyan yerlere,
Mala sallamakla güçlü ellerin.
Senin ekmeğin,
Mala tuttuğun ellerinde,
Alnında parıldayan terde,
Eksik alıp fazla veren cömertliğinde.
Karnı doymuş, ellere muhtaç olmayan
Sırtı pek çocuklarını
Yanık sesiyle uyuturken
Gözyaşında sakladığın mutluluğunda.
Niye baba, öğrenseydik
Biz de kazıklamayı,
Bilseydik biz de büyüklenmeyi,
Kötülüğe kötülükle karşılık verseydik de
Başkalarından iyilik görseydik.
Hani o bisikletin arkasında sana sarılırken
Arkaya uzatıp elini dengeni bozmadan
Makas alıp da yanağımdan
Biricik oğlum dediğin? Sesin,
ne sıcacıktı rüzgarla.
Niye baba
senin ceza defterinde
Tokat yazmaz ellerin?
Oysa sen feleğin tokatını çoktan yemiştin.
Niye o feleğe boyun eğdin de muhtaç değilken
Muhtaçların karşısında mahçup durdun ve şükrettin,
Bize hırs yerine teşekkürle azmi gösterdin?
Kireçlenmiş eğri boynunla,
Biliyorum,
Çimento torbalarının ağırlığını
Beline sardığın kuşakta taşıdığını.
Ama dimdik ayaktaydın,
Kazandığın paranın hakkını verirken
Ve herkes seni severdi
ve de çalışkanlığına hayrandı,
ucuzdu ama işçiliğin
içindeki iyiliğin yanında.
Okumadığın için,
kağıdı tanımadığın için galiba
ama biz korktuk
başkalarında görünce üç kağıdı.
Doğru, sen kağıdı
domates ekmeği yerken
betona örtü diye serdiğin
çimento kağıdında bildin.
Hatta baba ben doğunca bile
çimento kağıdından
temmuzun on dört sıcağında
yelpaze yapmışsın değil mi?
O günden beri hayatın telaşında
O yelpazedeki sevgi serinletir yüreğimi,
Yokluğunda baba..
Hani babası hep mükemmeldir ya çocuğa,
Sonra beğenmez bıyıkları terleyince
Ve zaman yenince
anlar insan kıymetini,
Baba olunca,
Yaşlandığında babasının..
Kusura bakma baba,
O kadar büyüksün,
O kadar yüksektesin ki,
Sana ulaşmak imkansız.
Şimdiki zamanda,
Tek sözüm sana:
Sevgine layık olamadık, affet baba...
AYDIN SARI
22 Şubat 2006 günü vefat
eden babama atfen yazılmıştır.
|
|
|