Şarkın en büyük terbiye müessesesi olan Galatasaray Mektebi, herşeyden
evvel, hüviyete hususî bir çehre veren büyük bir aile ocağıdır. Son genç mezun
ile ilk ihtiyar mezun arasında sabit ve müşterek bir vasıf vardır: İkisinde de
solmak bilmiyen bir fikir baharının neş'esi var. Onun için iki Galatasaraylı,
ne yaşta ve ne mevkide olursa olsunlar, anlaşan kalplerin çarpıntısı ile karşı karşıya gelirler.
Birçoklarına Galatasaraylı olmak şerefini hiç birşey unutturamamıştır.
Hafızaları yalnız o mektepte geçirdikleri senelerin hatıralarını aşkla saklar.
Bir Galatasaraylı tahsilini her hangi Darülfünunda ikmal ederse etsin, ihtisası
ne olursa olsun, herşeyden evvel ve ölünciye kadar Galatasaraylıdır.
Mektebin bu hususiyeti nereden geliyor?
Şundan:
Galatasaray, bir lise programını hafızanın sırtına yükletmekle işinin bittiğini zanneden alelâde bir mektep değildir. Burada dimağın maddesi değişir. Sanki esrarengiz bir kimyager orada, beyin hamuruna ışığı süratli zapteden birtakım unsurlar katar. Bu itibar ile Galatasaraylıların timsali, güneşi doğmadan evvel sezen altın, yakut ve zümrüt tüylü horoz olmalı.
Şarkın ilk Türk Avrupalıları olan Galatasaraylılar çok evvel Büyük
Gazi'nin medenî Türkiye'sini sezdiler. Ve bugünkü "Şanlı Vatan"larının hasretini yıllarca evvel çektiler.
AHMET HAŞİM
Taha Toros Arşivi, 001507592006

ŞİİRLERİ